Pazar, Ocak 10, 2010

sevmek!

Sana kendimi nasıl sevdirebilirim. En başından beri bunu düşünüyorum. Açık renk, dalgalı saçlarının kokusunu hiç duymadığım halde düşünüyorum.

Dudağının altındaki beyaz yere hiç dokunmadığım halde. O parkta güneşin altında oturmuş çocukları izlerken sen, ben sana bakıyordum. Dudağının altına. Sonra kendimden utanıyordum, kimsenin bilmemesi gereken kötü büyüler gibi ya saklıyodum ya yok ediyordum.

Sonra geçti bir an için. Anlar hep değişik zaman dilimleri oldu hayatımda. Bir an öncesini düşündüğümde yıllar öncesine dönüyordum.

Bu yüzden artık seni çok düşünmüyorum. Bazen kendimi kaybettiğimde aklıma geliyorsun. O zaman sesini istediğim zaman duyarsın diyor diğeri, istediğin zaman çağırsan gelir, o çağırsa sen gidersin.

Sevgimi verdiklerim. Senin seviştiklerin. Biz bu rüyanın hiç bir yerinde değiliz. Bu yüzden içim hep rahat. Bu yüzden, sana hiç sevgimden bahsetmediğim için ömrüm boyunca benimle olabileceksin, ve böylelikle seni sevgimle öldüremeyeceğim.